Soru :: Sekte ne demektir ? Cevap : Sekte, sesi kesip nefes almadan bir miktar durmak demektir. Soru :: Kur’ân-ı Kerîm’de sekte kaç yerdedir? Cevap : Bizim kırâatımız (Asım kırâatına) göre dört yerdedir. 1- Kehf sûresinde: ا ج َ ِعو . )سكته( . ا ِم َقي 2- Yâsin sûresinde: ِن َ م ا َقِدن ر َ م )سكته( َذا َ ه 3- Kıyâme sûresinde: ن َ َل م ي قِ َ و )سكته( ا ٍق َ ر 4- Mutaffifîn sûresinde: ل َ َل ب َن َ َّ ك )سكته( ا َ ر Soru :: Kûran-ı Kerîm’de başka hangi kelimelerde sekte yapılır? Cevap : Yedi yerde daha sekte yapmak câizdir. َلم ه َّ ن ه ُ ه هس ت ه ق ي . ا َ و ِده َ ت . ه َ اِبي َ ت كِ َ و ه َ اِبي َ ِحس َ و . ه َ ي ِ ال َ م َ و . ه َ ي ِ ل َطان ُ س َ و . ه َ ِهي ا َ م Bu kelimelerde durulmayıp geçildiği taktirde sekte yapılır. Çünkü bunların sükûnleri (cezimleri) sükûn-i lâzımdır ( kelimelerin cezimleri asıldır, ayrılmaz). Bunu belirtmek için bu kelimelerde durulmadığı zaman (vasıl halinde) sükûn-i lâzımı belirtmek için sekte yapmak câizdir. Not: ıvecâ ve min merkadinâ kelimelerinde durak olduğundan, bu kelimelerde durulsa, sekte yapılmaz. Durulursa, nefes alıp elif üzerine med ederek durulur. Böyle olursa, sekte yapılmaz. Yukarıda görüldüğü gibi durulmaz geçilirse, sekte yaparak geçilir.
BÂBU’Z - ZAMÎR Soru :: Zamir neye denir? Cevap : Kelimenin aslından olmayan (yuvarlak gözlü hâlara) zamir denir. Soru :: Bu zamirler hangi hallerde med olur? Cevap : Zamirin makabli hareketli olduğu olduğu zaman medd olur.(uzatılır). ُ ه َّ ن ِ ا . ِ ِبه . ُ لَه َ و . ُ ه ُّ ب َ ر . ِن م هره هم هُ ا Misal: Soru :: Zamirler hangi hallerde med olunmaz? Cevap : Zamirlerin mâkabli sakin olduğu zaman med edilmez (çekilmez). Misal: هِ َلي َ ه ِ ع . َلي ِ ا . يهِ ِ ف . ُ ه ن ِ م . ُ ه ن َ ع Zamirden sonra gelen kelime sakin ise, zamir med edilmez. ِت : Misal ا َ و َ م َّ الس ُ ه ُّ ِسي ُر ك Soru :: Zamirlerde değişik durum var mıdır? Cevap : Vardır. ُ َه َ فق ان َ م َ ه ِ َ و . َل ت ن َ ي م . ُ ه اكِ َ َو ف Kelimelerindeki yuvarlak hâler zamir gibi yazılmıştır, fakat zamir değildir. Onun için de medd edilmezler (uzatılmazlar). Bir de Furkân suresinde bulunan: ِيه ِ ف ُ َن م ا َ ه De ki Fihi medd edilir (uzatılır). Bu kaide (kural) dışında kalmaktadır. Fihi zamirdir. Ama uzatılır. Bu zamirin uzatılışında iki sebep vardır: Birincisi, mana bakımındandır ki azab-ı mazâaf üzerine tenbih ve ikazdır ki erbâbına mâlumdur. İkincisi, Hânın esresinden, mimin ötresine geçmek lisâna ağır geldiğindendir. Hâyı uzatarak okumak bu külfeti kaldırıp kolaylık sağlar. Bir de ُكم َل ُ َضه ر َ ي De ki zamir olan hânın evveli harekeli olduğu halde çekilmez. Görünüştde hânın evveli her ne kadar harekeli gibi ise de aslında harekeli değil sakindir. Çünkü هضه ر ه ي ه ُ nın aslı ُ َضاه ر َ .dır ي Cümlede in-i şartıye vardır. Bundan dolayı elif lâfzan düşmüş olduğundan, hükmen hânın mâkabli sâkin demektir. Zamirlerin mâkabilleri sâkin olunca, umum kaideye göre zamirler çekilmez – uzatılmaz. Misallerini kendi bölümlerinde gördük. Bazı yerlerde bir kaç kelime kural dışı gelmiş gibi görünürse de incelikleri, sebepleri vardır, arzettiğimiz gibi.
KARABA TECVİDİ LAFZATULLAH Soru :: Allah (C.C.) lâfzının lâmları ne zaman kalın okunur? Cevap : Üst tarafı üstün veya ötre olduğu zaman kalın okunur. MİSAL: ALLAHU-HUVALLAHU-NASRULLAHİ-MİNALLAHİ-NASRULLAHİ GİBİ Soru :: Ne zaman ince okunur? Cevap : harf esreli olduğu zaman ince okunur. MİSAL: BİLLAHİ-LİLLAHİ-ĞANİLLAHİ-DİNİLLAHİ-RESULİLLAHİ GİBİLafzatullah ne demektir? Ne zaman kalın ve ince okunur? A) Allah lafzı demektir. Her zaman ince okunurB) Allah lafzı demektir. Her zaman kalın okunur C) Allah lafzı demektir. Kendisinden önceki harfin harekesi Üstün ve Ötre olursa Lam kalın okunur. Esre olursa Lam ince okunur.
BÂBU HÜKMÜ’R-RÂ Soru : - Hükmü’r-râ ne demektir? Cevap : - Râ harfinin durumu, okunuş şekilleri demek tir. Soru : Râ harfi kaç yerde kalın okunur? Cevap : Râ harfi beş yerde kalın okunur: 1- Râ harfinin harekesi üstün veya ötre olduğu zaman kalın okunur. Misal : ُ ن َ م ح َّ ا . َلر ُ ِحيم َّ ا . َلر ُ وح ُّ الر َ و . هللِ ا ُ ر َص ة ن . َ م َح ر 2- Râ sâkin olup makabli meftuh veya mazmum olsa kalın okunur. Misal : ر َ ح ان َ و . َش َكر ن َ م . ُذ ُّ ِبالن ر 3- Râ sakin olup râdan önceki harf de sakin ise, bu sâkin harf’den önceki harf meftuh veya mazmum olduğu zaman yine râ kalın okunur. ر ب َّ ِبالص . ر َ م ُ ِل ا ك ِن م . ُ ور د ُّ ِي الص ف :Misal 4- Râ sakin olup râdan sonra istilâ harfi adı verilen ظ ٍط قِ ص َضغ َّ ُخ harflerinden biri bulunursa, o zaman râ yine kalın okunur. ا :Misal اد َ ص ر ِ ٍس م . َطا ر قِ َ و . َقةٍ ر ِ ف َ و 5- Râ sakin olup rânın mâkablinin esresi ârız olsa o zaman râ harfi yine kalın okunur. ِجعِي :Misal ر َ َض ا . ي ِ ت ِن ار َ ِم ل Soru: Râ harfi kaç yerde ince olur? Cevap : Râ harfi dört yerde ince okunur. Birincisi: Râ harfinin harekesi esre olduğu zaman ince okunur. Misal : ِ ِبا لِبر . ِري َج ت . اِبِري َ ص ن İkincisi: Râ sâkin olup mâkabli meksür olduğu zaman ince okunur. Misal : ِبر اص َ و . َطِبر اص َ و . ُ ه ر فِ غ َ ت اس َ و Üçüncüsü: Râ sâkin olup mâkabli de sakin ise, önceki harf de esreli olduğundan râ yine ince okunur. Misal: َقِدير . ِصير َ ب . ِر ِحج . كر ِب Dördüncüsü: Râ sakin olup mâkablinde de lîn harfinden y bulunursa, râ yine ince okunur. Misal: ر َخي . ر ي َ س Soru : Rânın ne zaman ince kalın okunması câiz olur? Cevap : Râ sâkin olup istila harfinin de esresi varsa hem ince hem kalın okumak caiz olur. ٍق :Misal ر ِ ل ف ُّ ُ ك kelimesinde olduğu gibi. لَ فظَ ُة ُ اب َ
BÂBU İDĞAM-I ŞEMSİYYE Soru : İdgâm-i şemsiyye harfleri kaçtır? Cevap : İdgâm-i şemsiyye harfleri on dört harftir. ت ث د ذ ر ز س , ش ص ض ط ظ ل ن Soru : İdgâm-i şemsiyye ne zaman olur? Cevap : Lâm-i tarif adı verilen lâm ile elif bu on dört harfden birine uğradığı vakit (Tecvîd hükmü) idğâm-i şemsiyye olur. َل : Misal ا ُّ ت ُ اب َ ر . ال َ و َّ ث ُ اب َ و . ال َ و ِ تي ِن . ال ش ِس َ َّ و م . ال ُ م و َ ي ِ دي ِن Soru : İdgâm-i şemsiyye ne demektir? Cevap : Elîf lâmın, lâmının okunmayışı ve lâmdan sonra gelen harfin şeddeli okunmasına idgâm-i şemsiyye denir. Soru : Buna niçin şemsiyye ismi verilmiştir.? Cevap : Nasıl ki güneş varken yıldızlar görünmezse, burada da idgâm yapılınca (lâmın) hiç görünmemesi yüzünden bu harflere şemsî (güneşe benzer) harfler adı verilmiştir. Bu on dört harfi akılda tutmak için şu beyti ezberlemek lâzımdır. Çünkü bu beytin ilk harfleri idgâm-ı şemsiyye harfleridir.
BÂBU İDĞÂM-İ MÜTEKÂRİBEYN Soru : İdgâm-i mütekârıbeyn ne demektir? Cevap : Mahreçleri (çıkış yerleri) veya sıfatları (sedâları) birbirine yakın olan iki harf’in idğâmı demekdir. Soru : İdğâm-i mütekâribeyn ne zaman olur? Cevap : Mahrecinde veya sıfatında birbirine yakınlık olan harflerden birincisi sâkin, ikincisi harekeli olarak yan yana geldiği zaman (tecvîd hükmü) idğâm-i mütekâribeyn olur. Misal: ِ َب ُق ل ر . ُكم َ خُلق ن ََلم ا Soru : İdgâm-i mütekâribeyn harflerınin mahreci kaçtık? Cevap : İki mahrectir. Birincisi lâm ile ra mahrecidır. Misal : ِ َب ُق ل ر . ُ ه َ َع ف َ َل ر ب ه الل Bu misallerdeki idgâm, idgâm-i tâmdır. Lâm-i sâkine râda idgâm edilmiştir. Not : râ harfi lâm harfine uğrarsa, bizim kıraâtimize göre idgâm yapılmaz. َ َلن ر فِ غ َ ي ا :Misal Kelimesinde olduğu gibi. İkincisi, kaf ile kef mahrecidir. َ خُل : Misal ن ََلم ا ُك ق م د ِ ا ُ ِن َغام ي َ اِرب َ ق َ ت ُ م . بَا َ ار َ َق ات َ ِص م َف ة َو ا ا ج َ خر َ Arapça tarifi: م Not : Buradaki kaf ile kef misalindeki idğâm, idğâm-ı nâkıstır Çünkü burada kaf, kef okunursa, ki, câizdir; o zaman idgâm-ı tâm olur. Kefi Kefde idgâm edip okumak da câizdir.
BÂBU İDGÂM-İ MÜTECÂNİSEYN Soru : İdgâm-i mütecâniseyn ne demektir? Cevap : İdgâm-i mütecâniseyn, mahreçleri bir, sıfatları (sesleri) ayrı olan iki harfin idgâmı demektir. Yani çıkış yerleri aynı, sesleri ayrı olan iki harfin şeddeli okunmasına idgâm-i mütecâniseyn denir. Soru : İdgâm-i mütecâniseyn ne zaman olur? Cevap : Mahreçleri bir, sıfatları (sedaları) ayrı olan iki harf yan yana geldiği zaman, sakin olan birinci ikinci harfde idgâm edilip şeddeli gibi okunduğu vakit (Tecvîd hükmü) idgâm-i mütecâniseyn olur. Soru : İdgâm-i mütecâniseyn mahreçleri kaç tanedir? Cevap : Üç mahreçdir. Biri Tı, Te, Dal mahrecidir. َ َس ب َت َلئ ط ِن . َ ُت ا ط َح . َّ ُت ف ط َر َقالَ . َ ت و َف ة ِ َ َطائ . َل ق َث ت ا َ اهلل ُ و َ َع د . َ ب َ اع َ م د ُم ت İkincisi: Zel, Se, Zı mahrecidir. Misal : ِ ذا ؤا ُ َظَلم . َ له َ ث َك ي ِ َذل : ذ ث ظ Üçüncüsü: Bâ, mim, mahrecidir. َ ك ار َّ َي ن ُ اب َ ي َب م ا َ ن َ ع ) ب م ( Târifi : ِن ي َ ِس ان ُ ُج ت ُ م ُ َغام د ِ ِصَف ة ا : َلَفا َ خت ا َ ا و ج َ خر َ ا م َ د َ ح َّ اات َ م Üçüncü mahreçde Bânın mime uğraması şarttır. Mim bâya uğrarsa dudak ihfâsı olur. Ferrattü, ehattü, lein-besatte kelimelerinin idgâmı nakıs idgâmdır. Bu kelimelerde sakin Tı harfi T harfine uğramıştır. Tı harfinin zatı gizlenmiş, ama sıfatı olan itbak bâkidir. Onun için buradaki idgâm, idgâm-i nakıstır. Ve kâlettâifetün, eskaletde avullâh, mâ abedtüm, kad tebeyyene kelimelerinin idgâm’ı, idgâm-i tâmdır. ن ي َ اِرب َ ق َ ت ُ م َغامِ د ِ ا ُ اب َ
BÂBU İDGÂM-I MİSLEYN Soru : İdgâm-ı misleyn ne demektir? Cevap : Sakin olan bir harfi, kendi gibi aynı cinsten olan diğer bir harfe şeddetleyip okumak demektir. Yani, mahrecleri (çıkış yerleri) ve sıfatları aynı olan iki harfin birleştirilmesi ve şeddeli okunmasına (Tecvîd dilinde) idgâm-ı misleyn denir. Soru : İdgâm-ı misleyn ne zaman olur? Cevap : Sâkin olan bir harf, yine kendisi gibi bir harfe uğradığı zaman idgâm-ı misleyn olur. ا َ َم ف م ُ ُه ت َ ار َ ِج َ ت ت ِبح َ ر . ضِرب ِن ا َ َك ا ا َ َص ع َ ب . آ وا ُ ر َ َص ن َ ا و و َ و : Misal Soru : İdgâm-i misleyn, gunneli midir, gunnesiz midir? Cevap : Nûn-i sâkin ile mim-i sâkin gunneli, diğerleri gunnesizdir. Soru : Nûn-i sâkin, nûna uğradığı vakit ne olur? Cevap : Hem idgâm-i misleyn, hem idgâm-i meal-gunne olur. اٍر َ ن ِن م . ن َ م َ و ِّمر ه ن ه هع ه Misal : ُ Soru : Mim-i sâkin mime uğradığı vakit ne olur? Cevap : İdgâm-i misleyn meal-gunne olur. Misal : ة َ د َ ص ؤ ُ م ِهم َلي َ ع . و ٍع ُ ج مِن م ُ ه َ م َ َ طع ا Soru : İdğâm-i misleyn meal – gunne ne demektir? Cevap : Genizden gelen sesle berâber sâkin olan bir harfi kendi gibi bir harfe katıp şiddet ile okumak demektir. Mim-i sâkinnin iki hâli (iki durum) daha vardır: “Bâ”ya uğrarsa ihfâyı şefevî (dudak ihfâsı) olur. ِبِهم م ُ ه َّ ب َ ن ر َّ ِ ا . ٍ ة َ ار َ ِحج ِب يِهم مِ َر ت Mim ile “Bâ”nın gayrısına uğrarsa, izhâr-i şefevî olur. يهِ ِ ف ُم ه . ُ ُكم ين دِ ُكم لَ İzhâr şefevî (dudak ihfasî) mim-i sâkini dudaktan izhâr etmek, açıktan açığa göstermek demektir. Mimin mahreci dudak olduğu için dudaklarını basarak okumakla mim-i sâkini âşikâr etmiş olur. Soru : İdğâm-i misleynin Arapça tarifini söyler misin? Cevap : Söylerim. ن َلي ث مِ َغامِ د ِ ا : ا ج َ خر َ ا م َ د َ ح َّ اات َ ِص م َف ة َ و Manası: Mahrecleri ve sıfatları aynı olan harfler demektir.
BÂBU İDGÂM-I BİLÂ - GUNNE Soru : İdğâm-ı bilâ - gunne ne demektir? Cevap : Gunnesiz idgâm demektir. Yani, genizden ses getirmeden şeddeli gibi okumaktır. Soru : İdgâm-i bilâ-gunne harfleri kaçtır? Cevap : İdgâm-i bilâ-gunne harfleri ikidir. (Lâm ile râ) harfleridir. Soru : İdgâm-i bilâ-gunne ne zaman olur? Cevap : Tenvîn veya nûn-i sâkin, bu iki harfden birine uğrarsa idgâm-i bilâ-gunne olur. Misal : ِحيم َ ر َغُفور . َ ين قِ َّ ت ُ لم ِ ى ل د ه . ِ ِهم ب َ ر ِن م . ) َلر( ل ر (Mir – Rabbihim. Hüdel – lil-muttekiyn. Gafûrur-rahim) gibi. İdgâm-i bilâ – gunnenin idgâmı, her zaman kâmil (tam) bir idğâm’dır
BÂBU İDGAM-İ MEA’L- GUNNE Soru : İdgâm-i meal - gunne harfleri kaçtır? Cevap : İdgâm-i meal - gunne harflerı dörttür. .harfleridir ( و ُ ن م َ ي (: ي م ن و Soru : İdgâm-i meal – gunne ne zaman olur? Cevap : Tenvîn veya nûn-i sâkin bu dört harfden birine uğrarsa (Tecvîd hükmü) idgâm-i meal – gunne olur. ُ ه َ ر َ ا ي ر َل َخي َ ض . ِهلل ف ا َ ل ِن م . َ م ع َ ي ن َ م َ و :Misal Soru : İdgâm-i meal – gunne ne demektir? Cevap : Gunneli idgâm demektir. Yani, sesi genizden getirerek tenvini veya nûn-i sâkini bu dört harfden birine idhal edip (birinci harfi ikinci harfin içine girdirmek) ikinci harfi şeddeli gibi okumaktır. Soru : Nûn-i sâkin ile vâv yahut yâ bir kelimede bulunurlarsa ne olur? Cevap : Böyle olduğu zaman (Tecvîd hükmü) izhar olur. ن ا َ ي ن ُ ن ب . ا َ و ن ِ ن ق . ا َ و ِصن . ا َ ي دن ُّ ا : Misalَ ل Soru : İdgâmlar ne kadar uzatılır? Cevap : Bütün idgâmlar, ihfânın hükmü gibi en fazla bir buçuk harf miktarı uzatılabilir. ة
BÂBU İKLÂB Soru : İklâb ne demektir? Cevap : Tenvîn veya nûn-i sakinden sonra B harfi bulunduğunda tenvîn veya nûn-i sâkin tamamen Mim harfine dönmesine ve genizden gelen bir sesle ihfâ yapılmasına (gizlenmesine) İklâb denir. Misal: ِصير َ ب ِميع َ عِد ِ َ س . ب ِن ن م . َّ َذ َ ب ن ُ َلي Semîum- basîyr. Mim-ba’di. Leyüm-bezenme gibi. Soru : İklâbın bir de Arapça tarifini söyler misin? Cevap : Söylerim: ُ قََلب ا : َ ّلِ َ و ُ ه ِوي ِن ن َّ ِو الت َ ا ةِ َ ن اكِ َّ و ِن الس ُّ الن ُ َق لب يما مِ ةٍ َّ ن ُ ِبغ ِ اء َ ا لب َ د ِعن ا َ ُؤه خَفا ِ ا َ ا و ِص َخال Soru : İklâb ne vakit olur? Cevap : Tenvîn veya nûn-i sakinden sonra B harfi bulunduğu zaman (Tecvîd hükmü) iklâb olur. Yukarda görülen misaller gibi. Soru : Gunnenin Arapça tarifini söyler isiniz? Cevap : Söylerim: ُة َّ ن ُ ا . َ لغ َ ع ُ ج ُ خر َ ت ي و َ ص َ َخ ِن ِهي ا ل ي ُشومِ Gunne, genizden çıkarılan (genizden gelen) ses demektir.
BÂBU MEDD-İ ÂRIZ Soru : Medd-i ârız ne demektir ? Cevap : Durak meddi, yani, uzatma sebebi olan sükûn-i ârızın sonradan olması, kelimede durak sebebiyle sonradan çekmenin meydana gelmesi demektir. Eğer duraktaki kelimede durulmazsa medd-i ârız olmaz. O zaman son harf kendi harekesine göre okunur. Bu kelimedeki Tecvîd hükmü ise medd-i tabiî olur. Soru : Medd-i ârız ne zaman olur ? Cevap : Bir kelimede harf-i medden biri bulunup ondan sonra gelen sebeb-i med, sükûn-i ârız olursa, medd-i ârız olur. و ن ُ َلم ع َ و َن ي ) ُ َلم ع َ * ي ( ين ِ الد مِ و َ ي ) ي ِن ِ الد مِ و َ * ي ( ين عِ َ ت َس ن ) ُ ين عِ َ ت َس ن ( Soru : Medd-i ârız ne kadar çekilir ? Cevap : Medd-i ârız, en az bir veya iki elif, en çok dört elif miktarı uzatılır. Soru : Medd-i ârızın tecvîd hükmü nedir ? Cevap : Medd-i ârızın tecvîd hükmü câizdir. Soru : Medd-i ârızda başka tecvid hükümleri var mıdır? Cevap : Vardır: Medd-i ârız olan kelimenin son harf’i üstünlü ise üç vecih (üç uzatma şekli) câizdir: Tûl (uzun), tevassut (orta), kasr (kısa). Tûl, dört elif miktarı, tevassut iki elif miktarı, kasr, bir elif miktarı çekmek demektir. Medd-i ârız olan kelimenin son harfi esireli ise, dört vecih câizdir: Tûl, tevâssut, kasr ve revm. Üzerinde durulan kelimenin son harf’i ötüreli ise, yedi vecih câiz olur: Tûl, tevassut, kasr, tûl ile işmâm, bir de revm. Soru : Revm ne demektir ? Cevap : Harf’in harekesini gizli sesle göstermek demektir. Soru : Revmin Arapça tarifini söyler misin? Cevap : Söylerim. ُ م و َّ ا : َلر ٍ ٍت َخفِي و َ ِبص َةِ ك َ ر َ ا لح ُ َطَلب Soru : İşmâm ne deme? Cevap : Sükûnden (sesi kestikten) sonra dudakların yumulması demektir. Soru : İşmâmın Arapça târifini söyler’misin ? Cevap : Söylerim. ُ ام َ شم ُكو ِن
BÂBU MEDD-İ LÂZIM Soru : Medd-i lâzım, ne demektir? Cevap : Mutlaka uzatılması gerekli olan medd demektir. Soru : Medd-i lâzım, ne zaman olur? Cevap : Harf-i medden biri bulunup harf-i medden sonra sebeb-i med, sükûn-i lâzım (cezim veya şeddeli harf) bir kelimede bulunduğu zaman, medd-i lâzım olur. Misal: َ ين ِ ضال َّ َّل ال َ قُة َّ و * ا َ َ لح * ي ا ِ ون ُ ر ُ ام َ ت Soru : Sükûn-i lâzım, ne demektir? Cevap : Sükûn-i lâzım, durulduğunda da geçildiğinde de sabit olan sükûndur. Yani, vakfen (durulunca) ve vaslen (geçilince) sabit olan, durumunu muhâfaza eden sükûn (cezim ve şeddeli harf) demektir. Soru : Medd-i lâzım, kaç türlüdür? Cevap : Medd-i lâzım, kelime ve harf olmak üzere ikiye ayrılıp cezim ve şeddeli olmak üzere de iki bölüme ayrıldığından dört çeşit medd-i lâzım vardır. . Kelime-i müsakkale (şeddeli kelime): َّ ُ ة اق َ َ لح َ * ا ين ِ ضال َّ َّلال َ و 2. Kelime-i mühaffefe (cezimli kelime): َن آ ل 3. Harf-i müsakkale (şeddeli harf) * المص ) ي ِ الم ) ي َّلم ( * طسم ) ي ِ َّلم ( ِ ِسين ) Elif lâm mîmin (lâmı), Elif lâm mîm sâdın (lâmı) ve tâ sîn mîmin (sini) gibi. 4. Harf-i mühaffefe (cezimli harf) : ِم الم ) ي ي ِ * م ( المص ) َ ِمي و ي م ي ِ ادِ َ ِمي( مي ِ * حم ) مي( * الر )َّلِ ص ( Elif lâm mîmin (mîmi) ve Elif lâm mîm sâdın (mîmi ve sâdı) ve Elif lâm rânın (lâmı) ve Hâ mîmin (mîmi) gibi. Soru : Kelime-i müsakkale ne demektir? Cevap : Kelime-i müsakkale, ağır kelime demektir. Soru : Kelime-i mühaffefe ne demektir? Cevap : Hafif kelime demektir. Harf-i müsakkale ile Harf-i mühaffefe de böyledir. Soru : Bunlara neden bu isimler verilmiştir ? Cevap : Şeddeliler, cezimlilere nisbetle okunuşta daha ağır olduklarından onlara Müsakkal, cezimliler de şeddelilere nisbetle okumada daha hafif olduğundan onlara da Muhaffef ismi verilmiştir. Soru : Medd-i lâzım ne kadar uzatılır? Cevap : Medd-i lâzımı dört elif miktarı uzatmak vaciptir. Çünkü bütün kurrâ (kırâat imamları = Kur’ân okuma ilmiyle uğraşan alimler) bunda görüş birliğindedir. Aralarında ittifak etmişlerdir.
BÂBU MEDD-İ MUNFASI Soru : Medd-i Munfasıl, ne demektir? Cevap : Ayrı med demektir. Yani, harf-i med ile sebeb-i med olan hemze, ayrı ayrı kelimelerde bulunuyor demektir. Soru : Medd-i munfasıl, ne zaman olur? Cevap : Harf-i medden biri bir kelimede, harf-i medden sonra gelen sebeb-i med olan hemze de ayrı bir kelimede bulunduğu zaman (Tecvid hükmü) Medd-i munfasıl olur (Yani, Tecvid lisânında buna Medd-i munfasıl denir.). Soru : Medd-i munfasıla misal gösterebilir misiniz? Cevap : Gösteririm: ا َ ه ُّ َي اا َ ي ِ وا ا ُ ت َلي ُوب ُف الله َخا َ ي ا َّ ن ِ ا ه الل Kelimelerinde olduğu gibi. Bu misallerde görüyoruz ki, harf-i medd’ler (elif, vav, yâ) ayrı kelimede, (yani yâ…, tûbû…, innî…) ayrı kelimeler olup sebeb-i medd olan hemze (Yani, elif) ayrı kelimededir (Yani, eyyühâ, ilallâh ve ehâfü) kelimeleri de ayrı ayrı kelimelerdir. Soru : Medd-i munfasıl, ne kadar uzatılır? Cevap : Medd-i munfasılın meddi, kırâat-ı Âsım ve rivâyet-i Hafs’a göre dört elif miktarı uzatılır. Soru : Medd-i munfasılın meddinin hükmü nedir? Cevap : Medd-i munfasılın (Tecvid) hükmü câizdir. Yani, kırâat imamları arasında muhtelefün fihtir. Bazı imamlar uzatmış, (medd-i tabiî üzerini ilâve etmiş), bazıları da kasr etmişler (medd-i tabiî gibi bir elif miktarı uzatmışlar) demektir. Soru : Harf-i medd, mukadder (gizli) olur mu? Cevap : Olur. Bazen harf-i med yazılışta görünmez, okunuşta görünür. Buna mukadder (gizli, yazılışta olmayan) harf-i medd denir. ّل : Misal َّ ِ ا ِمهِ ِع ل ِن م ... هِ ِ ذن ِ ّلِبا َّ ِ ا ُ ه َ د ِعن ُ ه َ خَلد َ ا ُ اَله َ ن م َّ َ ا Bu misallerde (min ılmihî) de yâ, (ındehû) ve (enne mâlehû) de vav harfleri gizlidir. Okunuşta var, yazılışta yoktur. Bunlara gizli (mukadder), harf-i medd denir. Soru : Medd-i muttasıl hemzesi ile, medd-i munfasıl hemzesi arasında yazılış bakımından fark (ayrılık) var mıdır? Cevap : Vardır. Medd-i muttasılın hemzesi ayn harfinin başı gibi yuvarlak yazılır ve harf-i med ile hemze bir kelimede bulunur. Medd-i munfasılın hemzesi ise, çizgi gibi uzun yazılır ve ayrı ayrı kelimelerde bulunur. Geçen misallere bakınız. Bazı yerlerde kaide harici (kural dışı) olarak medd-i muttasılın hemzesi uzun elif şeklinde gelmiştir: و : Misal ُ ب َ َ ن ت ا... و َ ا ُّ َلس ا ... َ ا Kelimelerinde olduğu gibi. Bazı yerlerde de kaide dışı olarak Medd-i munfasıl olan kelimelerde de hemzeler ayn başı gibi yuvarlak hemze şeklinde gelmiştir: َي : Misal َلت ي َ او َ ي َ َ ءا ُ ِد ل َ ؤَّل ُه ِ ء َقالُوا َ ء َذا ِ ا kelimelerinde olduğu gibi. Bu kelimeler kaide dışı olarak böyle gelmiştir. Umum kaide, medd-i muttusılların hemzeleri yuvarlak, medd-i munfasıl hemzeleri uzun elif şeklinde gelir. Kaide budur.
BÂBU MEDD-İ MUTTASIL Soru : Medd-i muttasıl, ne demektir? Cevap : Medd-i muttasıl, bitişik uzatma demektir. Yani, Harf-i med ile Sebeb-i med bir kelimede bulunmuş demektir. Soru : Medd-i muttasıl, ne vakit olur? Cevap : Harf-i medden biri bulunup harf-i medden sonra da sebeb-i medden hemze olup her ikisi bir kelimede bulundukları zaman (Tecvid hükmü) Medd-i muttasıl olur. Soru : Misal (örnek) verebilir misin ? Cevap : Veririm. Misal : َ اء َ َ ج ِجئ َ وء ُ ُ س َشاء َ َك ي ِ َوَلئ َك ة ا ِ َلئ َ م Soru : Medd-i muttasıl, ne kadar uzatılır? Cevap : Medd-i Muttasıl, dört elif miktarı uzatılır. Dört elif miktarı demek, dört parmak kaldıracak kadar demektir. Soru : Medd-i muttasılın hükmü nedir? Cevap : Medd-i muttasılın (Tecvid hükmü) vaciptir, yani uzatmak gereklidir. Çünkü, bütün kırâat imamları (Kur’an okuma ilmiyle uğraşan âlimler) med ettiler (uzattılar), kasr etmediler (kısaltmadılar). Yani, bir eliften fazla çektiler, medd-i tabiî gibi bir elif çekmekle bırakmadılar demektir. Kırâat-ı Âsım üzere (ki biz, onun kırâatı üzere okuyoruz; Âsım’ın kırâatını benimsemiş, kabul etmişiz) ve Âsım’dan rivayet eden Hafs’a göre dört elif miktarı uzatmaktır.
HARFİ MED Soru : Harf-i med, ne demektir? Cevap : Harf-i med, uzatma harfi demektir. Soru : Med, ne demektir? Cevap : Med, uzatmak demektir. Tecvid lisanında ise, harf-i med ile sesin uzatılmasına ( çekilmesine) Med denir. Soru : Harf-i med, kaç tanedir? Cevap : Harf-i med, üçdür: vav, yâ, elif dir. Vav و ,Yâ ي ,Elif ا Soru : Vav, ne zaman harf-i medd olur. Cevap : Vav sakin (harekesiz) olsa, mâkabli (vavdan evvelki harf) mazmûm (örteli) olsa, o zaman vav, harf-i med olur (uzatma vazifesi görür). Misal : ُ ُ ور ز َ ي ُ وم ُ َص ي و ُل ُ ق َ ي و ُ ز و ُ ص ُقو Soru : Yâ ne zaman harf-i med olur? Cevap : Yâ sâkin (harekesiz) olsa, mâkabli (yâ’dan evvelki harf) meksûr (esreli) olsa, o zaman yâ harf-i med olur (uzatma vazifesi görür). ِ َيل : Misal َ ق ِ ك َيل ِيد ن ِزي ِ ك ي ِ ق ي ِ ِزيد ي َ ن Soru : Elif ne zaman haf-i med olur. Cevap : Elif sakin olsa, mâkabli meftuh (üstünlü) olsa, o zaman Elif harf-i med olur Misal : َ َر َ َق َك َ ان ب َال َاد َ ك ا َا َق ب ا َ ت ا َاب ت Soru : Harf-i meddin üçünü birden bir kelimede misal verebilir misiniz? وت ُCevap : Veririm. Bu üç harf “ûtînâ” ( ا ا ( kelimesinde toplanmıştır SEBEB-İ MED Soru : Sebeb-i med kaç tanedir? Cevap : Sebeb-i med iki tanedir: 1. Hemze, 2. Sükûndur. Soru : Sebeb-i med, ne demektir? Cevap : Elif, vav ve yânın harf-ı med olmalarına sebep olan (âmil) demektir. Soru : Hemze ne demektir? Cevap : Harekesi olan elif demektir. İki şekilde yazılır. Misal : َ ِ ء َ ُ ء ِ ء ا ُ ا ا Soru : Sükûn, ne demektir? Cevap : Sükûn, harekesi olmayan harf demektir. (Yani cezim ve şeddeli harf demektir) BÂBU MEDD-İ TABİÎ Soru : Medd-i tabiî ne demektir Cevap : Tabiî olarak uzatmak demektir. Soru : Medd-i tabiî ne zaman olur?
Cevap : Bir kelimede harf-i med (vav, yâ, elif) den biri bulunup da harf-i medden sonra sebeb-i med denilen hemze veya sükûn dan biri bulunmadığı zaman medd-i tabiî olur. Soru : Medd-i tabiîye misal (örnek) gösterebilir misin? Cevap : Gösteririm. اب ا : Misal َّ َو ت دا َ َب ا َ ُقو ُل طَه َ ُكو ُن ي َ ي ُ ِريد ُ ي Soru : Medd-i tabiî, ne kadar uzatılır? Cevap : Bir elif miktarı (yani bir parmak kaldıracak kadar) uzatılır demektir. Soru : Medd-i tabiînin başka adı varmıdır? Cevap : Vardır: Medd-i tabii’ye, ayrıca Medd-i aslî ve Medd-i zâtî de denir. Soru : Sebeb-i medde dayanan diğer medlerin başka isimleri var mıdır? Cevap : Vardır: Medd-i mezîd ve Medd-i fer’î diye de isimlenirler. Bunlar: Medd-i muttasıl, Medd-i munfasıl, Medd-i lâzım, Medd-i ârız ve Medd-i lîn bölümleridir. Ayrıca bunlara Medd-i vâcib, Medd-i câiz, Medd-i lâzım ve Medd-i ârız isimleri de verilmiştir. Bu medler, bir sebebe (amile) muhtaç olduğundan dolayı kendilerine bu isimler verilmiştir.
KUR’ÂN-I KERÎM HARFLERİNİN MAHREÇLERİ (ÇIKIŞ YERLERİ) أ Hemze: Boğazın sonunda göğse bitişik olan yerden çıkar. Açık kuvvetlici söylenir, ince okunur. ب Be: İki dudağı birbirine vurarak kuvvetlice söylenip çıkarılır.Okunuşu ince, açık ve serttir. ت Te: Dilin ucunu yukarı dişlerin ortasına vurmak sûretiyle çıkarılıp söylenir. İnce ve kuvvetli basılarak okunur. ث Se : Dilin ucunu üst dişlerden biraz dışarı çıkarmakla söylenir.. İnce, peltek ve yumuşak okunur. ج Cim.: Dilin ortasını üst damağa vurmakla söylenip çıkartılır. Okunuşu ince, açık ve serttir. ح Ha : Boğazın ortasından,boğaz hafif sıkılarak çıkarılır.İnce ve yumuşak okunur. خ Hı : Boğazın evvelinden, boğaz hırıldatarak çıkarılır. Kalın ve yumuşak söylenerek okunur. د Dal : Dilin ucu, üstteki ön dişlerin ortasına vurularak çıkarılır. Söylenişi sert, açık ve ince okunur. ذ Zâl : Dilin ucunu, üst dişlerin başlarından biraz dışarı çıkarmak sûretiyle çıkarılır. Açık ince ve peltek okunur ر Ra : Dilin ucunun biraz arkasını üst ön dişlerin dibine vurarak çıkarılır.Kaidesine göre bâzen ince, bazen kalın okunur. ز Ze : Dil ucu ön dişlerin uçlarına değerek çıkarılır. Açık, ince ve yumuşak okunur. س Sîn : Dil ucu iki alt ön dişlerin ortasından başlarına yakın yere vurmak sûretiyle çıkarılır; ince ve yumuşak okunur. ش Şın : Dil ortasını damağa dayamak sûretiyle çıkarılır. İnce ve yumuşak söylemekle okunur. ص Sat : Dilin ucuyla ön dişlerin yarısından çıkarılır. Kalın ve yumuşak telâffuz edilip okunur. ض Dat : Dilin yan tarafını sağ veya soldaki üst yan dişlere vurarak telâffuz edilir. (okunur, söylenir). ط Tı : Dil ucu üst ön dişlerin etlerine yakın olan yere vurulmak sûretiyle çıkarılır. Kalın, kuvvetlice ve açık okunur. ظ Zı : Dil, ucu üst ön dişlerin başlarından biraz dışarı çıkmak sûretiyle çıkarılır. Açık, yumuşak ve kalın okunur. ع Ayın : Boğazın ortasından, boğaz hafif sıkılarak çıkarılır. İnce ve açık okunur. غ Gayin : Boğaz evvelinden çıkarılır. Kalın, açık ve yumuşak okunur. ف Fe : Ön dişlerin ucu ile alt dudağın içinden çıkarılır. İnce ve yumuşak okunup, telâffuz edilir. ق Kaf : Dil kökünün damağa vurmasıyla çıkarılır. Kalın ve sert okunur. ك Kef : Kafın çıktığı yerin az daha aşağısından çıkarılır. İnce ve kuvvetlice telâffuz edilip okunur. ل Lâm : Dad’ın çıkış yerinden itibaren dilin uç tarafını damağa vurarak çıkarılır. İnce ve açık okunur. م Mim : Dudak içleri birbirini hafifce vurularak çıkarılır. İnce okunur. ن Nûn : Dilin ucu ile üst dişlerin dibine yakın olan damaktan çıkarılır.Söylenişi incedir. و Vav : Dudakların öne doğru toparlanmasıyla çıkarılır. Yumuşak ve ince okunur. ه He : Boğazın sonunda göğse bitişik olan karın boşluğundan çıkarılır. İnce ve yumuşakca söylenip okunur. ال Lâm-elif: Lâm ile elif birleşmesinden meydana gelmiştir. ى Ye : Dilin ortasını üst damağa vurarak çıkarılır. İnce, yumuşak telâffuz edilir.